12 Haziran 2019 Çarşamba

postyapısalcılık ve postmodernizm

Postyapısalcılık, post ifadesinin verdiği "sonralık" anlamı ile beraber düşünüldüğünde yapısalcığa getirilen ciddi eleştirilerin yapıldığı felsefi bir akımdır. 

Bu akım, felsefeden ziyade, bir dilbiliminden yazımbilimine, toplumbilimden insabilimine, ruhbilimden göstergebilime çokça disiplinin birarada olduğu kollektif düşünme biçimidir.

Postmodernizm; disiplinler arasındaki sınırların yok edildiği, disiplinler arası ve disiplinler ötesi düşünmeye sevk eden bir düşünme biçimidir.
Yapısalcılık
Postyapısalcılığı daha iyi kavrayabilmek adına ilk olarak yapısalcığı ele almakta yarar vardır.

Yapısalcılık esasında kollektif bir cemiyet teorisi şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bu akım genellikle; Levi-Strasuss, Lacan, Foucault, Althusserl ile anılmakta olup, dili göstergeler sistemi şekilde ortaya atan, Ferdinand de Soussure yapısalcılığın esas noktasını oluşturmuştur. 

Yapısalcılık; esasında kollektif bir toplum teorisi olarak ortaya atılmıştır. Soussure, lisan ile neyin anlatılmak istendiğini lakin toplum içindeki anlamla ortaya çıkacağını iddia etmiştir. Yapısalcılık, gerçek olanı şeyler ve toplumsal olgular temelinde değil, unsurlar arasındaki ilişkilere dayanarak açıklamaktadır.

Yapısalcılık, temelde büyük yapı, sistem ve oluşumlarla alakalıdır. Dolayısıyla yapısalcı hareket, çerçevesinde insan davranışları ve olgular bu büyük sistem ve yapılar aracılığı ile incelenmeye ve açıklanmaya çalışılmıştır. Bir kültürde anlamı ortaya çıkaran altbirimler arasındaki ilişkileri inceleme amacı taşıyan yapısalcılık; bir öğreti olmaktan ziyade bir yöntemdir. 

Yapısalcığın en etkili olduğu alanlar; dilbilim, antropoloji ve göstergebilim şekilde bilinmektedir.